13 Haziran 2007 Çarşamba

cinim tatile gitmek istiyor


tekirim, cinime benim tatile gidip kendisini eşe dosta emanet edişimden söz etmiş. tatilin ne olduğunu da pek güzel anlatmış: "tatil insanların evlerini dinlendirme zamanlarıdır; çünkü evler de yorulur. biz yoruluyoruz ya, onun gibi işte."

küsmek barışmak üzerine konuşuyorlarmış -yeni barıştılar ya-. tekirim bana küsüşlerini anlatmış. tabi bunun için önce küsme-barışma nedir ondan söz etmesi gerekmiş. küsmeyi geçen ayki durumları, barışmayı da şimdiki durumları olarak pek güzel özetlemiş. benim güzel cinim de onca lakırdı arasında tatile takmış kafasını.

ben tatile çıkıcam, diye geldi yanıma. evim dinlensin, dedi. olur, nereye gideceksin dedim. sen nereye gidiyordun, diye sordu. bir bir saydım gittiğim, gidemediğim ama hep gitmek istediğim yerleri... bana niçin o kadar uzaklara gittiğimi, hemen alt komşuda da kalabileceğimi söyledi, sonuçta ev yine dinlenir(miş). olmaz, dedim. eğer evim benim varlığımı yakınlarda hissederse dinlenemez, her an gelebilirim diye kendisini hazırda tutar, bu da onu yorar dedim.

gece bir ara yok oldu. sabaha karşı gelip dikildi başucumda. tatile gittim geldim ama evim hala yorgun, dedi. belki dedim, evini burada bırakmayı unutmuş, onu da alıp götürmüşsündür. biraz süzüldü, sonra benim evim neresi, diye sordu. kalbimi gösterdim, işte burası ve sen nereye gidersen git burası hep seninle olacak. bazı evler aslında hiç yorulmaz. buna çok sevindi, bütün sabahı evini nasıl döşemek istediğini dinleyerek geçirdim.

cinimin evi değil; ama bazen ben çok yoruluyorum :)